Bahçeli: İmralı ile sağlanacak görüşmeler sonucunda terör örgütünün lağvedildiği açıklanmalı

Bahçeli: İmralı ile sağlanacak görüşmeler sonucunda terör örgütünün lağvedildiği açıklanmalı

Haber Giriş Tarihi:
Haber Güncellenme Tarihi:
newyorknews.com.tr

Taha AYHAN-Emirhan YÜZÜGÜLDÜ/ANKARA, (DHA)- MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "DEM Parti, CHP'nin tahrik, taciz ve istismar siyasetine alet olmadan 'Türkiye partisi' olma yönünde kararlı adımlarla yürümelidir. İmralı ile sağlanacak görüşmeler sonucunda terörün bittiği, terör örgütünün lağvedildiği, ortak gelecek ideali, insan ve millet sevgisi çerçevesinde açıklanmalıdır" dedi.MHP Lideri Bahçeli, parti genel merkezinde düzenlenen 'MHP Siyaset ve Liderlik Okulu'nun 20'nci Dönem Sertifika Töreni'nde konuştu. Bahçeli, 10 Ekim 2009 tarihinde açılışını yaptıkları Siyaset ve Liderlik Okulu'nun 15 uzun yılı aşan süre boyunca eğitim faaliyetlerini sürdürdüğünü söyledi. Bahçeli, "Siyaset ve liderliğin kavramsal ve kuramsal incelikleri müstesna bir müfredat kapsamında okulumuzun kapısından içeri giren pek çok kardeşimize özveriyle anlatıldı ve aktarıldı. Bizler birer mum yaktık; bundan sonra meşale gibi yanmak, sertifikasını almaya hak kazanan kardeşlerimizin işi ve ilgi sahası olmalıdır" dedi.'SURİYE'NİN GELECEĞİNE KARAR VERECEK SURİYELİLERDİR'Bahçeli, Suriye'de 13 yıldır süren iç çatışma döneminin yerini yeni bir gerçekliğe bıraktığını belirterek, "61 yıllık Baas melaneti, 54 yıllık Esad zilleti sona ermiş, Suriye yeni bir siyaset kulvarına girmiştir. Bu siyasetin dengeli ve kapsayıcı olması, çok acılar çeken Suriye halkını layık olduğu mertebelere bütünlük ve kardeşlik içinde ulaştırması yegane dileğimizdir. Suriye'nin istikrarı, Türkiye'nin güvenliği açısından olmazsa olmaz önemdedir. Suriye'nin siyasi ve toprak birliğinin muhafazası, iç barış ve huzur ortamının hiçbir kaza ve kesintiye mahal vermeden tesisi hem komşuluk hukukumuz hem de bölgesel sükunet ve güvenlik bakımından ihmal edilemez bir ihtiyaçtır. Suriye'nin geleceğine karar verecek Suriyelilerdir. Ancak bu karar sürecinde samimi, dostane, yapıcı ve destekleyici şekilde Türkiye'nin paylaşacağı pek çok tecrübesi olduğu da muhakkaktır. Tüm rejim muhaliflerinin öncülüğünde, 8 Aralık’tan itibaren tezahür eden geçiş dönemi, ümit ediyorum ki, Suriye'nin derlenip toparlanmasında mühim bir eşik olacaktır. Geçiş dönemini takip eden önümüzdeki aylarda, anlaşılan geçici yönetim tezahür edecek, ardından anayasa hazırlığıyla beraber siyasi partilerin kurulup seçimlerin yapılması gündeme gelecektir" diye konuştu.'MASUMLARIN HESABI KATİL ESAD'DAN SORULMALI'Suriye'nin demokrasiye intikaliyle birlikte uluslararası topluma entegre edilmesinde Türkiye'nin her türlü katkıyı vermeye hazır olduğuna vurgulayan Devlet Bahçeli, "Dost ve kardeş Suriye halkı zulümden çok çekmiştir. Istıraplı yılların ardından barışçıl havanın egemen olması memnuniyet vericidir. Maalesef ki Esad rejiminin karanlık sayfaları açıldıkça gün yüzüne korkunç vakalar çıkmaktadır. Sednaya Hapishanesi’nde insani felaketler hepimizin yüreğini titretmiştir. Yerin onlarca metre derinliğinde hücrelere kapatılan, ölüm preslerinde işkenceyle katledilen masumların hesabı katil Esad'dan mutlaka sorulmalıdır. Ve bu alçak Lahey Adalet Divanı’nda cani Netenyahu ile birlikte en yakın sürede yargılanmalıdır. Baas vandallığı 54 yıl boyunca zulüm olup halkının üzerine yağmıştır. Biriken acılar, bilenen feryat-figanlar Esad rejimini yıkmıştır. Suriye halkının iradesini temsil eden, ilk izlenim itibarıyla makul ve demokratik mesajlar veren geçiş yönetimine terör örgütü yaftası vurmak en azından sahadaki gerçeklerle bağdaşmayan, kaldı ki Suriye’nin cari tablosuna karşı üç maymunu oynayan sızma Esad lobisinin bir uydurmasıdır" ifadelerini kullandı.'CHP'NİN SURİYE POLİTİKASI BAAS MENŞELİDİR'Ardından CHP’nin Suriye politikasını eleştiren Bahçeli, "CHP’nin Suriye politikası Baas menşelidir. CHP’nin gayrimilli ve gayriahlaki siyasetinin başka türlü izahını yapmak hakikaten boşuna bir emek ve zaman israfıdır. Türkiye’nin karşısında mevzilenen CHP’nin siyaseti iflas bayrağını çekmiş, üstelik Esad’ın kanlı mazisine bağlandığı netleşmiştir. Bu utanç verici ilkesizlik Türkiye’de hiçbir muhalefet partisine yakışmayan bir alçalma halidir. CHP Genel Başkanı, Suriye’nin devrik zalimi Esad kaçtı kaçalı neredeyse karalar bağlamış, matemden gözlerinin feri sönmüştür. Kendisine tavsiyem, bu kadar üzülmemesi, bu kadar kendisini sıkıntıya sokmamasıdır. Eğer yüreği varsa, muhabbet ve hürmeti bakiyse Moskova’ya saklı gizli giderek Esad’la kucaklaşması ve hasretini gidermesi mümkündür, önüne geçen de zannederim olmayacaktır" dedi.'CHP GENEL BAŞKANI, YARIM ADAMDIR'CHP'de siyasetin, Türkiye'ye karşı bir siyaset olduğunu söyleyen Devlet Bahçeli, "CHP’nin siyaseti, emperyalizme bağlı ve bağımlı siyasettir. Türkiye’nin Suriye’de kaybettiğini, ABD ve İsrail’in kazandığını söylemek için bölgesel siyasetin iç yüzüne Özgür Bey gibi bakarken görmemek, konuşurken duymamak kafidir. ABD’nin yeni başkanı Trump’ın Sayın Cumhurbaşkanımıza yönelik müspet mesajlarını bile hasis ve hırçın şekilde saptırıp kıskançlıktan deliye dönen ve çarpık mantığıyla tevil eden CHP Genel Başkanı mertlikten ve millilikten nasibini almayan yarım adamdır. Kallavi Özgür Bey’in başına yakışmıyor, eğer ne demek istediğimi merak ediyorsa ki yeni bir şey öğrenirse sevinirim, Tanzimat dönemi sadrazamlarından Mehmet Emin Rauf Paşa’nın hayatını tetkik edebilir. CHP’nin Türkiye hazımsızlığı, Türkiye’nin haklı ve meşru mücadelelerini karalaması, her milli meselede muhasım mevzide konuşlanması siyasi erimeye örnektir" dedi.'YANI BAŞIMIZDA YENİ BİR SİYASAL SİSTEM KURULACAK'Suriye’deki gelişmeleri ne zafer havasıyla takdim etmenin ne de hezimet ve hüsran iddialarıyla kötülemenin doğru ve hakkaniyetli bir tavır olmadığına dikkat çeken Bahçeli, şöyle konuştu:"İhtiyatlı, temkinli, dengeli şekilde ve iyi niyet temelinde komşu ülke Suriye’yle ilişkileri geliştirmek, muhtemel bütün senaryolara karşı hazırlıklı olmak en doğrusudur. Yanı başımızda yeni bir siyasal sistem kurulacaktır. Ve bunu kuracak Suriye halkıdır. Bizim beklentimiz Türkiye-Suriye diyaloglarının altın çağını yaşamasıdır. Öncelikle Suriye toprakları bölücü terörden tamamen arındırılmalıdır. Suriye’de PKK/YPG’ye kesinlikle yer olmamalıdır. Bu örgüt silahlarını Suriye’nin geçiş hükümetine devretmelidir. Suriyeli olmayan örgüt üyeleri sınır dışı edilmelidir. Tek bir terörist sınırlarımızın mücavir alanlarında nefes alamamalıdır. Artık bölücü teröre tahammülümüz asla yoktur. Teröristler elini kolunu sallayarak hiçbir yerde dolaşamayacaktır. Suriye’nin devlet ve toplum hayatını pozitif bir dille ve herkesi kucaklayan bir hassasiyetle yeni baştan inşa etmeye koyulan Esad muhaliflerinin açıklamaları bize göre çok ama çok olumludur. Ne Türkiye’de ne Suriye’de ne de Irak’ta bölücü kiralık tetikçilere hayat yoktur, umut yoktur, gelecek yoktur, fitnenin başına gök kubbe yıkılmalıdır. Suriye’nin eşit egemen vasfına riayet ve saygı uluslararası toplum adına bir mükellefiyettir. Aynısı Türkiye Cumhuriyeti için de geçerlidir. Hiç kimse bu ahlaki ve hukuki mesuliyetten kaçamayacaktır."‘KÜRTLER KARDEŞİMİZ, TERÖR ÖRGÜTÜ HASMIMIZDIR’Suriye’de yaşayan Kürtler ile bölücü terör örgütü arasında en ufak bir irtibatın söz konusu olmadığını vurgulayan Devlet Bahçeli, şu ifadeleri kullandı:"Türkiye ve Suriye’de yaşayan Kürt kardeşlerimiz terörizmin ablukasına karşı uyanışa geçmiş, artık kan tacirlerinin gerçek niyet ve yüzünü görmüştür. Kürtler kardeşimizdir, terör örgütü iki cihan hasmımızdır. DEM Parti ise CHP'nin tahrik, taciz ve istismar siyasetine alet olmadan Türkiye partisi olma yönünde kararlı adımlarla yürümelidir. İmralı ile sağlanacak görüşmeler sonucunda terörün bittiği, terör örgütünün lağvedildiği ortak gelecek ideali, insan ve millet sevgisi çerçevesinde açıklanmalıdır. Terör örgütü için sona gelinmiştir."'ŞAM GÜVENDEYSE KUDÜS DE GÜVENDE OLACAKTIR’Şam’a gözünü dikenin Tel Aviv’de, Kudüs’te Osmanlı şamarı yiyeceğini, bunu hiç kimsenin unutmaması gerektiğini kaydeden Bahçeli, "Tarih bize diyor ki Kudüs’ün ilk durağı Şam’dır. Şam güvendeyse günü geldiğinde Kudüs de güvende olacaktır. Hz. Ömer 636’da önce Şam’ı aldı, sonra 637’de Kudüs’ü. Selahattin Eyyubi 1184’te önce Şam’ı aldı, sonra 1187’de Kudüs’ü. Yavuz Sultan Selim önce 1516’da Şam’ı aldı, sonra da Kudüs’e mührünü bastı. Golan’da diş gösterenlerin, Şam’a parmak sallayanların azı dişini Kudüs’te sökmek sadece bir zaman meselesidir. Bu itibarla İsrail yanlıştan derhal dönmelidir. Bizim siyonist alçaklığa eyvallahımız yoktur, korkumuz yoktur, ayranımız kabarmaya görsün, gerisini düşünecek olanlar bellidir" dedi.Bahçeli, konuşmasının ardından eğitime katılanlara sertifika verdi. (DHA)