İSTANBUL, (DHA) - GERÇEK bir hayat hikayesini ekrana getirecek olan, BKM imzalı ‘Annem Ankara’ ilk bölümüyle 20 Kasım Çarşamba (yarın) akşamı Kanal D’de başlıyor. Başrollerini Bergüzar Korel ve Mehmet Günsür’ün paylaştığı dizi seyirciyi 90’lı yıllara götürecek.Kanal D’nin yeni dizisi Annem Ankara, ilk bölümü ile ekrana geliyor. Umudunu hiç kaybetmeyen bir annenin mücadelesini anlatan yapım; senaryosu ile olduğu kadar karakterleri ile de çok konuşulacak. BKM imzalı, senaryosunu Başak Angigün’ün kaleme aldığı, yönetmen koltuğunda Faruk Teber’in oturduğu dizinin karakterleri şöyle;ZUHAL SOYDAŞLI / BERGÜZAR KOREL1947’de, Erzurum’da doğdu Zuhal. Erzurum’da çocuk ve genç kız, Ankara’da anne oldu. Önüne baktığında güçlü, ardına baktığında kırılgandı Zuhal. Tıpkı ablalarının ömrüne teyellenmiş annelik gibi, onun gönlüne de bu hayatta var olmaya çalışan 8 çocuklu bir ailenin, bitmeyen çırpınışı kalmıştı. Aile deyince, zihnindeki varoluş mücadelesi onun kaçamadığı kaderi olacaktı. Düşecekti Zuhal. Düştüğü yerden de kalkacaktı ama oğulları düşmesin diye sarf ettiği gayret, onların kaderinden bu hayatta belki de en kıymetli tecrübeyi çalacaktı. Düşmek, hünerli bir öğretmendi ve onun insana katacağı tecrübe, annelerin dahi erişemeyeceği bir mertebeydi. Bir annenin sadece sütü değildi çocuklarını besleyen. Gözyaşıydı biraz da. Acısıydı. Çocuk haliyle, “anne kalk” diyebilmek, direnebilmek de kıymetliydi bazen. Ama acıyı yaşayan, evladına yaşatmaktan kaçıyordu. Ben düştüm, onlar düşmesin diyordu fakat hayat da böyleydi işte. İnsan, topraktan var olmuş bir cam misali, kırıldığı yerden sivriliyor, keskinleşiyordu.HASAN SOYDAŞLI / MEHMET GÜNSÜR1949 İstanbul doğumlu. Erzurum Yapı Teknik Lisesi’nde yatılı okurken tanıştığı Zuhal’le evlenebilmek uğruna önce tıbbiye sınavlarını kazanmış, ardından Zuhal’in tek bir sözüyle kaydını dondurup, yine Ankara’da Mühendislik Fakültesine kaydolmuş, mesleki anlamda başarılı ama ailevi ve sosyal açıdan doğru ilişki kuramamış, kimseye bağlanamamış bir adam. Yolunu kaybetmiş bir çocuk gibi hassas, kırılgan ve aidiyet konusunda arayış içinde. İşinde çok başarılı ve etik. Fakat sosyal hayatında, hayatını düzenlemek konusunda, işinde olduğu kadar başarılı değil. 3 erkek çocuğun babası ama kimselerin babası olamayacak kadar da çocuk. Aşkı arayan bir adam değil, ailesini arayan, kime, nereye ait olduğunu sorgulayan biri. Sevmek değil, gerçek anlamda sevilmek, kendini ait hissetmek gayretinde. Aile olmak gayretinde.BURAK SOYDAŞLI / DURUKAN ÇELİKKAYAZuhal’in büyük oğlu. 16 yaşında. Anne ve babası boşandıktan sonra sadece evinden, yurdundan değil, okulundan ve arkadaşlarından da uzaklaşmış olmak onu daha asi ve isyankâr yapmış. Okul gömleğinin altında, 90’lı yıllarda moda olan siyah metal tişörtü, gönlünden silip atmaya çalıştığı depremin yıkıcı izleriyle hayata tutunmaya çalışan bir çocuk. Kardeşlerine baba, annesine yoldaş olmak değil, sadece çocuk olmak gayretinde. Tıpkı, benzemekten kaçtığı babası gibi. Babasına düşkün. Ama annesinin ve kardeşlerinin çıkarı uğruna onunla karşı karşıya gelmek ağır geliyor ona. Ama çaresi yok.BAŞAR SOYDAŞLI/ MUSTAFA ENİS BİLİRZuhal ve Hasan çiftinin ortanca oğlu. 11 yaşında. 90’lı yıllarda yüzüne pek de gülmeyen hayattan kaçabilmek uğruna, hayallere sığınmış, duygusal ve kolay seven ama kolay kolay da yıkılmayan bir çocuk. Hayattaki en büyük idolü abisi Burak. Ama onun gibi realist değil. Hayatın gerçeğiyle mücadele etmek konusunda daha naif yöntemler var. Şiir yazmak gibi mesela. Oyunlar oynamak, gerçekler yerine, oynadığı oyunlara inanmak gibi. İyi öğretmenlerin tornasında kaybolmaktan kurtulan, onların teşvikiyle başladığı tiyatroyla hayata tutunan bir çocuk.BAĞIŞ SOYDAŞLI/ KEREM ERENZuhal ve Hasan çiftinin en küçük oğlu. 1989 doğumlu. Zuhal’in zorlu bir hamilelik sonrasında hayat verdiği ve ona da hayat olan yol arkadaşı. Soydaşlı ailesinin üzerine titrediği, annesiyle birlikte, küçük bir ekmek bayini yuva ve kendine oyun bahçesi bellemiş, masum ve sessiz bir çocuk. Belki de abisi Başar gibi o da gerçeği eğip bükebilmek için, kendince bir yol bulmuş olacak ki abisi Burak’ın ismi de dahil olmak üzere, çoğu kelimeyi yanlış telaffuz ediyor. Kendince isimler bulup, öyle sesleniyor. Ailenin diğer fertleri onu düzeltmek yerine ayak uyduruyorlar. Aralarında kimsenin bilmediği, anlamadığı, küçük bir oyun bu.GÜÇLÜ OYUNCU KADROSUDizinin oyuncu kadrosunda Bergüzar Korel ve Mehmet Günsür’ün yanı sıra Özgürcan Çevik, Gökçe Eyüboğlu, Sevinç Erbulak, Yıldıray Şahinler ve Güler Ökten, Sinem Uslu, Muharrem Türkseven, Mustafa Açılan, Dilek Çelebi, Hakan Akın, Fatma Toptaş, Durukan Çelikkaya, Ezgi Gör, Selen Özbayrak, Başak Akan, Mustafa Enis Bilir, Beyza Şekerci, Cansu Dağdelen, Ediz Gülsuyu, Mert Tanık, Naz Özgülüş, Egemen Ulaş Önkal, Mehmet Can Akça ve Yasin Pehlivan yer alıyor.Gerçek bir yaşam öyküsünü ekrana taşıyacak olan Annem Ankara, 20 Kasım Çarşamba günü saat 20’de Kanal D başlayacak.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Annem Ankara, kalplere dokunacak
Annem Ankara, kalplere dokunacak
İSTANBUL, (DHA) - GERÇEK bir hayat hikayesini ekrana getirecek olan, BKM imzalı ‘Annem Ankara’ ilk bölümüyle 20 Kasım Çarşamba (yarın) akşamı Kanal D’de başlıyor. Başrollerini Bergüzar Korel ve Mehmet Günsür’ün paylaştığı dizi seyirciyi 90’lı yıllara götürecek.Kanal D’nin yeni dizisi Annem Ankara, ilk bölümü ile ekrana geliyor. Umudunu hiç kaybetmeyen bir annenin mücadelesini anlatan yapım; senaryosu ile olduğu kadar karakterleri ile de çok konuşulacak. BKM imzalı, senaryosunu Başak Angigün’ün kaleme aldığı, yönetmen koltuğunda Faruk Teber’in oturduğu dizinin karakterleri şöyle;ZUHAL SOYDAŞLI / BERGÜZAR KOREL1947’de, Erzurum’da doğdu Zuhal. Erzurum’da çocuk ve genç kız, Ankara’da anne oldu. Önüne baktığında güçlü, ardına baktığında kırılgandı Zuhal. Tıpkı ablalarının ömrüne teyellenmiş annelik gibi, onun gönlüne de bu hayatta var olmaya çalışan 8 çocuklu bir ailenin, bitmeyen çırpınışı kalmıştı. Aile deyince, zihnindeki varoluş mücadelesi onun kaçamadığı kaderi olacaktı. Düşecekti Zuhal. Düştüğü yerden de kalkacaktı ama oğulları düşmesin diye sarf ettiği gayret, onların kaderinden bu hayatta belki de en kıymetli tecrübeyi çalacaktı. Düşmek, hünerli bir öğretmendi ve onun insana katacağı tecrübe, annelerin dahi erişemeyeceği bir mertebeydi. Bir annenin sadece sütü değildi çocuklarını besleyen. Gözyaşıydı biraz da. Acısıydı. Çocuk haliyle, “anne kalk” diyebilmek, direnebilmek de kıymetliydi bazen. Ama acıyı yaşayan, evladına yaşatmaktan kaçıyordu. Ben düştüm, onlar düşmesin diyordu fakat hayat da böyleydi işte. İnsan, topraktan var olmuş bir cam misali, kırıldığı yerden sivriliyor, keskinleşiyordu.HASAN SOYDAŞLI / MEHMET GÜNSÜR1949 İstanbul doğumlu. Erzurum Yapı Teknik Lisesi’nde yatılı okurken tanıştığı Zuhal’le evlenebilmek uğruna önce tıbbiye sınavlarını kazanmış, ardından Zuhal’in tek bir sözüyle kaydını dondurup, yine Ankara’da Mühendislik Fakültesine kaydolmuş, mesleki anlamda başarılı ama ailevi ve sosyal açıdan doğru ilişki kuramamış, kimseye bağlanamamış bir adam. Yolunu kaybetmiş bir çocuk gibi hassas, kırılgan ve aidiyet konusunda arayış içinde. İşinde çok başarılı ve etik. Fakat sosyal hayatında, hayatını düzenlemek konusunda, işinde olduğu kadar başarılı değil. 3 erkek çocuğun babası ama kimselerin babası olamayacak kadar da çocuk. Aşkı arayan bir adam değil, ailesini arayan, kime, nereye ait olduğunu sorgulayan biri. Sevmek değil, gerçek anlamda sevilmek, kendini ait hissetmek gayretinde. Aile olmak gayretinde.BURAK SOYDAŞLI / DURUKAN ÇELİKKAYAZuhal’in büyük oğlu. 16 yaşında. Anne ve babası boşandıktan sonra sadece evinden, yurdundan değil, okulundan ve arkadaşlarından da uzaklaşmış olmak onu daha asi ve isyankâr yapmış. Okul gömleğinin altında, 90’lı yıllarda moda olan siyah metal tişörtü, gönlünden silip atmaya çalıştığı depremin yıkıcı izleriyle hayata tutunmaya çalışan bir çocuk. Kardeşlerine baba, annesine yoldaş olmak değil, sadece çocuk olmak gayretinde. Tıpkı, benzemekten kaçtığı babası gibi. Babasına düşkün. Ama annesinin ve kardeşlerinin çıkarı uğruna onunla karşı karşıya gelmek ağır geliyor ona. Ama çaresi yok.BAŞAR SOYDAŞLI/ MUSTAFA ENİS BİLİRZuhal ve Hasan çiftinin ortanca oğlu. 11 yaşında. 90’lı yıllarda yüzüne pek de gülmeyen hayattan kaçabilmek uğruna, hayallere sığınmış, duygusal ve kolay seven ama kolay kolay da yıkılmayan bir çocuk. Hayattaki en büyük idolü abisi Burak. Ama onun gibi realist değil. Hayatın gerçeğiyle mücadele etmek konusunda daha naif yöntemler var. Şiir yazmak gibi mesela. Oyunlar oynamak, gerçekler yerine, oynadığı oyunlara inanmak gibi. İyi öğretmenlerin tornasında kaybolmaktan kurtulan, onların teşvikiyle başladığı tiyatroyla hayata tutunan bir çocuk.BAĞIŞ SOYDAŞLI/ KEREM ERENZuhal ve Hasan çiftinin en küçük oğlu. 1989 doğumlu. Zuhal’in zorlu bir hamilelik sonrasında hayat verdiği ve ona da hayat olan yol arkadaşı. Soydaşlı ailesinin üzerine titrediği, annesiyle birlikte, küçük bir ekmek bayini yuva ve kendine oyun bahçesi bellemiş, masum ve sessiz bir çocuk. Belki de abisi Başar gibi o da gerçeği eğip bükebilmek için, kendince bir yol bulmuş olacak ki abisi Burak’ın ismi de dahil olmak üzere, çoğu kelimeyi yanlış telaffuz ediyor. Kendince isimler bulup, öyle sesleniyor. Ailenin diğer fertleri onu düzeltmek yerine ayak uyduruyorlar. Aralarında kimsenin bilmediği, anlamadığı, küçük bir oyun bu.GÜÇLÜ OYUNCU KADROSUDizinin oyuncu kadrosunda Bergüzar Korel ve Mehmet Günsür’ün yanı sıra Özgürcan Çevik, Gökçe Eyüboğlu, Sevinç Erbulak, Yıldıray Şahinler ve Güler Ökten, Sinem Uslu, Muharrem Türkseven, Mustafa Açılan, Dilek Çelebi, Hakan Akın, Fatma Toptaş, Durukan Çelikkaya, Ezgi Gör, Selen Özbayrak, Başak Akan, Mustafa Enis Bilir, Beyza Şekerci, Cansu Dağdelen, Ediz Gülsuyu, Mert Tanık, Naz Özgülüş, Egemen Ulaş Önkal, Mehmet Can Akça ve Yasin Pehlivan yer alıyor.Gerçek bir yaşam öyküsünü ekrana taşıyacak olan Annem Ankara, 20 Kasım Çarşamba günü saat 20’de Kanal D başlayacak.
En Çok Okunan Haberler